Güvercin tüyü
Yanılsamanın iki ucunda tutuşmuş kor. Elleriniz yanıyor. Kalpleriniz kuruyor. İnsanın insanla, insanın doğayla savaşı ve geçmişin yanılgıların biriktiği bir çanta var omuzlarınızda. Tüm gerçekliğine rağmen itelenmiş, ötekileşmiş yapay tümceler. Şimdi soruyorum kaç gününüz kaldı tüm hesaplamalara göre. Firarda olan kaç insanınız var? Yaldızlı pencere pervazlarından baktığınız gibi mi dünya? Süslü paçavralar altında saklanıyor mu sıradan derileriniz? Yüksek fildişi kulelerinizde ötekilerden uzakta mutluluğu sakladığınız o kutuların arasında tüm zenginliğe sahip olmak isteyişiniz ah nede çirkinsiniz...Köleliğin altında çatal iğnelerle tutturulmuş oyuncak insanlar. Modern hayatın sadık hizmetkarları. Bir avuç dolusu ahmak züppenin sözleri ucunda bekleyen ve hiç önemi olmayan birer imla hatası gibi insanlığın yarıdan fazlası. Söz söyleyenler ve uygulayanlar. Kara; ötekileşmişliğin rengi, yoğun ve debdebeli.
"Yıkılmış" tarihler ve şehirlerle adı var olmuş imparatorluk ve üstünlük imzasını atmış ey nevi şahsına münhasır, toprağın altında yatan senin fâniliğin... İbretlik hikayeleri var dünyevi boşluğun. Kendisi insandır. Doldurduğunu sanar dünyayı ama öyle ya fânilik her canlının en büyük hatası. Ve koyalım hadi masaya tüm kozlarımızı; ellerimizde olmayanları. Tüm bu ışıklar altında günümüz perspektifinin yanılsama gerçekliği. Işığın gösterdiği yerde tek başına duran fâni yolun yarısına gelene kadar kaç feda etmişliğin var. Durup nefesini kontrol et yaşıyormuyum diye ve yaşam dediğinin tüm insanlık için aynı olup olmadığına bak. Çünkü kimileri asla yaşamıyacak...(D)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder