Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim! Diye başlıyor bir
şarkının nakaratı. Kişinin yalan söyleme eylemi karşısındakinin isteyip
istememesi ölçüsünde bağdaştırılıyor gibi. Oysa yalan nedir ki? Bana sorarsanız
ya gerçeğin tam zıttı bir söyleyiş ya da gerçeğin biraz yumuşatılarak içinde
bulunulan zaman ve mekan olgusuyla dönüşmesi.
Kişi bazen gerçekleri duymaktan öte yalanlarla yaşamayı
kabullenir sonunda incineceğini bile bile. Şarkı sözleri de bu şekilde devam
etmiyor mu zaten: incinirsin..yine de sen bilirsin. Yinede sen bilirsin
diyorken dudaklarım ruhum beynime engel olamıyordu sanki zapt edilmesi zor bir
hayvanı tutabilmek gibiydi içimde yaşamakta olduklarım…
Bence insanın en büyük yalanı yansımasıydı. Hangi insan kendi yansımasıyla dalga geçerdi ki? Bence en büyük yalanları ayna söylerdi insana. Neden mi? Anlatayım hemen. Bir gün aynanın karşısına geçtim ve dikkatlice baktım. Sağ kolumu kaldırdım ve yansıma sol kolunu havaya kaldırıyor ve beni yanıltmaya çalışıyordu. Dur dedim kendi kendime!!! Biraz bekledikten sonra tekrar aynaya baktım. Bu kez olmayacak, ayna yalan söylemez dedim kendi kendime. Sonra sağ gözümü kırptım ve aynadaki yansıma sol gözünü kırptı bana!!! Kinlendim ve aynayı hemen duvardan söküp inceledim biraz. Sonra fark ettim ki aynanın arkası siyah ve karanlık!!! Neden dedim neden? Beni yansıtan bir şey nasıl siyah olabilirdi ki ?
Sonra aynanın siyah kısmına sır denildiğini öğrendim, aynanın bir sırrı olduğunu ve insanlara yalan söylediğini gördüm.
Ve işte tam o zaman anladım yalanların insanın kendisinde başladığını, inanılması kolay ve etkisinden çıkması zor olduğunu. Bildiğimi anlattım tüm dünyaya biraz deli gözüyle baktılar bana ama umursamadım ve anlattım. İslamiyet bile bu kadar hızlı yayılmamıştı biliyordum… (E)
Bence insanın en büyük yalanı yansımasıydı. Hangi insan kendi yansımasıyla dalga geçerdi ki? Bence en büyük yalanları ayna söylerdi insana. Neden mi? Anlatayım hemen. Bir gün aynanın karşısına geçtim ve dikkatlice baktım. Sağ kolumu kaldırdım ve yansıma sol kolunu havaya kaldırıyor ve beni yanıltmaya çalışıyordu. Dur dedim kendi kendime!!! Biraz bekledikten sonra tekrar aynaya baktım. Bu kez olmayacak, ayna yalan söylemez dedim kendi kendime. Sonra sağ gözümü kırptım ve aynadaki yansıma sol gözünü kırptı bana!!! Kinlendim ve aynayı hemen duvardan söküp inceledim biraz. Sonra fark ettim ki aynanın arkası siyah ve karanlık!!! Neden dedim neden? Beni yansıtan bir şey nasıl siyah olabilirdi ki ?
Sonra aynanın siyah kısmına sır denildiğini öğrendim, aynanın bir sırrı olduğunu ve insanlara yalan söylediğini gördüm.
Ve işte tam o zaman anladım yalanların insanın kendisinde başladığını, inanılması kolay ve etkisinden çıkması zor olduğunu. Bildiğimi anlattım tüm dünyaya biraz deli gözüyle baktılar bana ama umursamadım ve anlattım. İslamiyet bile bu kadar hızlı yayılmamıştı biliyordum… (E)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder